2 Ekim 2016 Pazar

Son Mektup

Şiir yazmıyorum artık, güzel sözler.  Afili cümleler kuruyorum. Bir süre sonra anlıyorsun ki anlamak imkansız. 

İnsanları, sevmeyi, sevilmemeyi, özlemeyi, gülmeyi, ağlamayı anlayamıyorsun... Pes etmek yok, yakışmaz bana, öyle bırakıp gitmek olmaz dersin bir süre. Öyle üç gün beş gün değil, yıllar boyunca söylersin kendine, yüreğine. Ve gün gelir ne yüreğin dayanabilir, ne de ellerin eskisi kadar güçlüdür tutunmak için. Henüz yeşeren bir dal bulursun, bütün fırtınalara, yağmurlara bu dal için dayanırım, bu dala tutunur yine de yaparım dersin. Ve o yeşeren dal, senin özenerek suladığın, şarkılar söyleyip büyüttüğün dal kan kırmızı bir gül olur. Dünyanın karanlıkta kalan her şeyine rağmen kıpkırmızı, güzeller güzeli bir gül olur bir gün. 

Sonra insan olduğunu farkedersin, ellerine dikenler battıkça, ellerin kanadıkça anlarsın bir kez daha acıları, sevdiğin şeylerin verdiği acıları. O gül sana yar olma... 

Bahçıvanlar para için koparır atar... 
Biri sevgilisine verir, sevgilin olan o gülü. 
Biri sırf dikenlerini sever, yapraklarını döker gider... 
Biri o gülü birinin yollarına serer, ama sen o gülü bir kez bile sevemezsin ellerim kanlı diye. 

Bu benim gülümün son günü, ya son bir nefes tutup sarılacağım, ya da o gülü de kaybedersem yılların üstüne, ben de gül rengine boyanıp gideceğim kimsenin bilmediği yerlere.

Dua et benim için sayın okuyan, yoksa bu son mektubum olacak... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder